Sütten ağzı yanan kadınla yoğurdu üfleyerek yiyen adamın maceraları!

Sıkıntıdan kendimi dişlemek üzereydim. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Günlerdir bende kalıp da sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyen arkadaşım gitmişti. Şaka la çok iyi bakıyordu bana. Nepnefis yemekler yapıyordu. Bulaşıkları yıkıyordu. Bakkala çakkala gidiyordu. Canım arkadaşım yaa, keşke gitmeseydi :( Ama gitmişti. Herkes gitmişti. İstanbul’da bir ben bir de mahalledeki piçler kalmıştı sanki ve mına goduğumun evlatları gerçekten çok ses çıkarıyorlardı. Birkaç tanesini kessem belki biraz rahatlarım dedim ama bu kadar küçük bireyler için elimi kana bulamak istemedim.

İnternetlere girip biraz dolanayım dedim. Millet Facebook’ta çoktan summer of holiday albümleri paylaşmaya başlamıştı. İpneler. Sanki ben istesem gidemem! Bastı tabi bana sinir. Tatildeki herkesi arkadaş listemden çıkardım. Sonra parmağım uyuşana kadar bicivilıd oynadım. Sıkıntım geçmek bilmiyordu. Çin’ce mi Japonca mı olduğunu anlayamadığım birkaç blog bulup onlara paylaşım için teşekkürler zart zurt şeklinde yorumlar yazdım. Ne cevap verdiler anlayamadım tabi de bir tanesi cevabının sonuna gülücük koydu. İsmi Takeru. O kadar iyi bir insan ki. Bundan sonra en kıral arkadaşım Takeru. Ama işte iletişemeyince Takeru’dan da sıkılıp bilgisayarı kapattım.

Ne kadar yalnız olduğumu düşünüp depresyona girmeye çalıştım önce. Olmadı. Kısmet değilmiş. Sonra midemden ses geldi. Meğer ben kahvaltı etmemişim ya la! Hemen sevgili mideme mükellef bir sofra hazırlamak için ayaklandım. Acaba börek mi yapsaydım? Ya da şöyle İtalyan usulü bir omlet? Çok şükür elimden her iş gelir sdsfs. Aman zeytin peynir gibisi var mı yea. Kendime minimalist bir tepsi hazırlayarak kahvaltımı yatağıma getirdim. Gerçekten çok romantiktim. Yedim işte bir şeyler, midem sustu en azından. Tepsi kucağımda öyle yattım bir süre. Bi zahmet kalkıp tepsiyi mutfağa götürürken ayağım kabloya takılmasın mı? Tepsi kucağımdan fırlamasın mı? Bardaklar tabaklar şangır şungur kırılmasın mı? Kırıldı. Kalçamın yerle kavuşması da oldukça törenseldi doğrusu. Ayağım dana kadar şişti. Şalterler indi tabi benim. Düştüğüm yerde, tam kırılmamış olanlarını da ben kırıp her şeyi öylece bıraktım.

Salona giderken duvara tosladım. Buzdolabının kapağına dirseğin hani tam böyle sinir olan yeri var ya, hah işte orayı çarptım. Banyo yaparken sıcak sudan haşlandım. Dışarıdaki piçlerin sesini duymamak için pencereyi kapatayım derken kafamı gömçürttüm. Tepsinin devrildiği olay mahallinden geçerken ayağıma cam battı. Onca zamandır gül gibi geçindiğim evim bugün beni dövdü :/

Yediğim bunca dayağın ve can sıkıntımı gidermek için yaptığım bir dünya şeyin bir hayrını görmeyince oturup bunları yazdım. Siz de okudunuz. Peki elimize ne geçti derseniz, bi sikim geçtiği yok. Tohumunuza para mı saydım lan!! Ayrıca başlığın konuyla ilgisi olmayabilir ama şu haldeyken benden mucizeler beklemiyorsunuz herhalde. Adiler. Hepinizden nefret ediyorum :((

Taam be taam etmiyorum. Öbüyorum mıncırıklarınızı.
Si yuu.



7 yorum :

  1. Vav süper ya harika çok güldüm

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Nuh bey, Güldüre bildiysem ne mutlu bana Saygılarımla

    YanıtlaSil
  3. Slm tifo ve herkese iyi günler fesde bunu nasıl paylaşırim tabi musadenle

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Nuh bey, postun en altında sosyal medya paylaşım butonu mevcut oradan paylaşa bilirsiniz. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  5. bayıldım yazına :) benim tarzım dedim bir an önce defolup gitmek isteyen bazen herşeyden :))
    ama yorum cevaplarında pek kibarsın canım :)
    izlemeye aldım :))

    YanıtlaSil

  6. Öncelikle Allah izleyen o gözlerine zeval vermesin diye başlayayım şeklim olsun; :)

    Bu aralar şaziyeden ayrılmak üzereyim ona iltifat mektupları yazmaktan kibara bağladım kendimi bakmayın böyle kibar olduğuma :) kibar olunca totoş musun sen lan diyorlar, meydana çıkmışız bir kere dövüşe soyunmuşuz kaba davranana küfür iltifat edene kibar davranmak lazım ki totoş demesinler bir daha :)

    YanıtlaSil